23 Aralık 2011 Cuma

TÜRK'ÜN AKLI SONRADAN GELİR ! ...

Bu söz kadar doğru az söz var bana kalırsa..

N. Sarkozy son Ermenistan ziyaretinde, “soykırım tasarısının” parlamentoya geleceğini ve kabul ettireceğini belli etmişti.




Ayrıca Fransız Cumhurbaşkanı’nın Türkiye ile arasının iyi olmadığını da sağır sultan bile duymuş, biliyor.




O halde biz lobi faaliyetlerimize neden acaba, yasa Fransız Parlamentosu’na giderken başladık?

Eski Paris Büyükelçimiz ve şimdiki CHP Milletvekilimiz Sayın Korutürk, Fransız Parlamentosu’nda yasanın kabulünden sonra, televizyona (CNN TÜRK) yaptığı açıklamada, örneğin THY’nin Airbus alımları konusunda tavır takınması gerektiğinden söz etti. Harika ! THY Airbus almazsa ne alacak? ABD’den uçak alacak, öyle değil mi? Peki ABD senatosunda Ermeni meselesi ikide bir önümüze çıkmıyor mu? Desenize sonunda kala kala Rusya’nın demode uçaklarına kalacağız ! Ya da yerli araba üretmekten vazgeçip, yerli uçak yapımına başlarız artık...

Türkiye’nin, Fransız tarihini ve onların tarihindeki ayıpları, artık kapı kapı dolaşıp anlatacağını söylüyor Başbakan.

Yakında ABD’nin Kızılderili kıyımını da anlatmak zorunda kalacağız. Bu yasa İsviçre’de olduğu için, İsviçrelilerin Yahudi paralarını yıllarca nasıl kullandıklarını da anlatmaya başlayacağız.

Yani kendi tarihimizi kenara koyup, başkalarının tarihlerini anlatmaya başlarız artık... Kolay gelsin ! Demekten öte ne gelir elden?

Oysa, Türkiye’de tüm üniversiteler ÖZERKTİR değil mi?

Yaa, işte onun için, bu bilim yuvaları, uluslararası araştırmalar yapabilmek amacı ile dünya tarihçilerini Türkiye’ye davet ettiler, özerk ve özgür fonlar oluşturup, şu Ermeni meselesinin araştırılmasını sağlayabildiler, değil mi? Ortaya çıkan sonuçlar Devlet-i Alî nin hoşuna gitmese de yayımlandı tüm bu çalışmalar, çünkü özerk üniversiteler yaptı bu işi değil mi?

Fransa’nın özgür düşüncenin doğum yeri olduğu için böyle bir kararı almasını da kınıyor Sayın Başbakanımız...

Tabii içeri dönüp bakmıyor, yani özgür düşüncenin ne olup, ne olmadığından haberi var mı acaba?

Sayın Başbakan, huuuuu, kaç öğrenci hapislerde “tutuklu”, kaç gazeteci kodeste bir hiç uğruna yatıyor? Kaç seçilmiş milletvekili halâ yemin edemediler ve hapisteler? Üstelik de “TUTUKLU” !



Hangi özgür düşünce, hangi özgürlükten söz ediliyor acaba? Sınır tanımayan gazeteciler örgütünün yayımladığı son rapordan haberiniz var mı? Yine rezil olduk tüm dünyaya ve insanlarımız can çekişiyor ! Haberiniz var mı?

Lobicilik, uzun soluklu ve ciddi bir iştir, “one minute” lâkırdısı ile Arap dünyasının duygularına hitap edebilirsiniz ama, belli bir kültürün üstüne çıkamazsınız bu söylemler ile, o nedenle de, palavrayı bırakıp, oturup ciddi çalışmak gerekiyor.

Ama çalışacak gazeteci bırakmadınız memlekette, düşünmekten korkak bir nesil yetiştiriyorsunuz üniversitlerde, çocuklar bırakın konuşmayı, düşünmeye korkar oldular.

80 öncesinden ve 80 darbesinden hesap soracaktınız hani?




O zamanlar “kırmızı” diyene, “komünist” yaftası yapıştırılıp, ya mapus edilirdi ya da uyduruk bir mahkeme sonrası 17 yaşında bile olsa asılırdı darağacına. Şimdiden farkı nedir? Anlatır mısınız bana?

Anlatamazsınız, çünkü sizler hep masal anlatıyorsunuz ve insanlarımızı masal dinlemeye öylesine alıştırdınız ki, hepsi uyku halinde... Aynı sizin gibi, ama uyandığınızda, gördüğünüz gibi zaman geçmiş oluveriyor işte...

ayral@ayral.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder