17 Temmuz 2011 Pazar

MESELENİN ASLI VE ATATÜRK'E SIĞINMAK


Türkiye, PKK ile savaşında 13 şehit verdi ! Sosyal paylaşım siteleri birbirine girdi, herkes Abdullah Öcalan’ın idam edilirken ki temsili resimlerini koydu, bayraklar, siyah kordelalar vs vs.. Yoğun bir öfke! Söylemlerin hepsi “hamasi”... Atatürkçülük ise en ön plânda.. Yani öfkelenenlerin büyük çoğunluğu Atatürk’e sığınmışlar.

Bir de işin öbür yakası var, onu da görmek gerekmiyor mu?

Öbür yakada da yoğun bir öfke yaşanıyor. Sosyal ve ekonomik yaşamdan alınamayan payın yarattığı öfke, kültürel bağımsızlığın bastırlmışlığının yarattığı öfke, gencecik evlâtlarının dağa çıkmışlığının ve cesetlerinin “düşman cesedi” olarak algılanmasının yarattığı öfke !...

Şimdi, eğer şapkamızı önümüze koyar ve yeniden düşünmeye başlarsak, 21inci yüzyılın gelişen Türkiye’sinde yaşamakta olduğumuzun ayrımına varırsak, Atatürk’ün izinde olmanın “izin = tatil” olmadığını, onun görüş ve düşüncelerini aynen kabul etmektense, günümüze göre yorumlayıp, tartışmak olduğunu ve bugünün doğrularını ortak akılla bulmak olduğunu anlarsak, o zaman meydanlarda toplanmanın, bağırıp-çağırmanın bir işe yaramadığını, hele hele silahın ve savaşın çözüm olmadığını çarçabuk anlayacağız.

Hayatta değişmeyen tek gerçek ölümdür !

Ölümün dışındaki tüm gerçekler değişebilir, hatta değişmelidir. Bugünün Türkiye’sinin gerçekleri de, tarihsel olarak bakıldığında, yapılmış onca yanlıştan sonra değişmiş ve bir noktaya gelmiştir. O halde, bugünün Türkiye gerçeklerini anlamak ZORUNDAYIZ! Yoksa, daha çok meydanlarda bağırıp çağırmaya devam ederiz.

Hükümetin üzerinde “ulusalcı” bir kamu oyu baskısı yaratmaktansa, onları çözüme sürükleyecek bir kamu oyu baskısı oluşturmak daha akıllıca değil midir?

Unutulmaması gereken gerçekler vardır.
·      PKK ile savaştan bunca yıldır hangi silah kaçakçıları, savaş baronları nemalanmıştır ve onları Türkiye siyasetinde kimler desteklemiştir?
·      Bu savaş sırasında öldürülen PKK lılardan kaç tanesi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır? Onların aileleri, ana-babaları ne durumdadır?
·      Kaç kişi köylerinden sürülmüş ve göçe zorlanmışlardır? İstemedikleri yaşamları sürdürmek zorunda kalmaktadırlar?
·      Bu sonu belirsiz (bu günkü anlayış ile) savaş Türkiye’nin ekonomisine nasıl bir yük getirmektedir? Bu yük eğitime, sağlığa, yoksulluğa ve işsizliğe nasıl yansımıştır?
·      PKK nın gelir kaynakları nelerdir ve bunun elde edilmesi için yapılanlardan kimler ne zararlar görmektedirler?

Türkiye insanı bir mozaiktir... Bu gerçeği göz ardı etmeden düşünmek zorundayız, bugün Kürt meselesi diye adlandırılan etnik sorunu çözemezsek, bu meseleye siyasi bir çözüm bulmazsak, yarın başka etnik sorunlar başımız ağrıtacaktır, onunla da kalmayacak bu sefer dini sıkıntılar da baş gösterecektir.  Alevi meselesinin yaratmakta olduğu sıkıntıları göz ardı etmemek gerekiyor.

Biz artık bu mozaiğin gerçeğini görüp, ona göre çözümler üretmek ve yeni bir düşünce anlayışını benimsemek zorundayız, her geçen günün daha çok acı vereceğini unutmadan ortak aklımızı yaratmak durumundayız, yoksa çok ama çok üzüleceğiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder