11 Nisan 2011 Pazartesi

BEN YALAN SEVERİM, SÖYLE...



Milletvekili adaylarının partilerce belirlenmesinden sonra, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, o uzun ve sıkıcı televizyon konuşmalarından birisini daha yaptı.

O konuşmayı dinlerken aldığım notları irdelemek istiyorum. Ama önce 1995 yılında yaşamış olduğum bir olayı anlatacağım.

O zamanlar İsviçre’nin milli havayolu olan Swissair, yeni MD 11 uçaklarını almış ve turizm yazarlarını konuk ediyordu. O neden ile İstanbul -  Cenevre  – Libreville uçuşuna davet edilmiştim.

Libreviile, Batı Afrika’daki Gabon’un başkenti ve ilk kez gidiyordum.

O yıllarda henüz “Mason”luktan istifa etmemiştim ve gideceğim yeni ülkelerin büyük localarını arayıp yeni insanlar tanımayı adet edinmiştim.

Libreville’de de ülkenin büyük locasının başkanını aramak için adını otelin resepsiyonistine vermiş ve telefonunu bana bulmasını istemiştim. Gabon Büyük Locası’nın pek sayın büyük üstadının adı Ömer El Hacı Bongo’ydu. Yani geçtiğimiz yıllarda yitirdiğimiz, Gabon Devlet Başkanı ! Büyük sekreter de devletin en üst yönetimindekilerden birisi idi, (o halen hayatta olduğu için adını yazmayacağım).



İnanmayacaksınız ama, Gabon devlet yönetimi, aramızdaki “kardeşlik” bağından ötürü, bizi gerçekten çok iyi ağırlamışlardı.

Demem o ki, bazı devletlerde “masonların” üst yönetimde olmaları pek öyle yadırganmaz.

Şimdi, Recep beyin konuşmasını dinleyince düşünmeye başladım, acaba, Türkiye’de yeni bir “masonik obediyans” mı kuruluyor?

Çünkü Reecep beyin, Türkiye’deki “Hür ve Kabul Edilmiş Mason Locası” tarafından “tekris” edilmediğini biliyorum, en azından böyle bir istediği olmadığından haberdarım.

Ancak Recep bey, konuşmasının her satır başında “Çıraklık bitti, kalfalık bitiyor şimdi ustalık dönemimiz” deyip duruyor. Bu sıralama kadar “masonik” başka sıralama var mıdır? Bir de, AKP içindeki ilişkilerin “kardeşlik” ilişkisi olduğunu söylüyor her seferinde. Masonlar birbirlerine “kardeşim” demezler mi? Bu işte bir iş var  ama, sonu hayırlı olsun... Fransa’da pek çok farklı masonik obediyans vardır, Türkiye’de de iki tane var, bu da üçüncüsü besbelli !.

Şimdi gelelim Recep beyin dediklerine.

Diyor ki, “bizim iktidarımızda demokrasi gelişmiştir, ilerlemiştir, ileri demokrasiye adım atılmıştır”.

Peki hangi gerçek demokraside bu kadar çok gazeteci hapistedir? Neden o zaman AB ve ABD sürekli demokrasimizden endişe duyduklarını söylemektedirler? Neden AİHM de pek çok dava açılmakta ve çoğunda Türkiye mahkum olmaktadır? Ayrıca hangi demokraside insanlar telefonla konuşmaktan korkar olmuşlardır? İletişimin amansızca gözaltında olduğu demokrasi hangi ileri demokrasidir?

Recep beye göre öyle olabilir ve onun bu dediklerine, geri bıraktığı, eğitimsizleştirdiği, rüşvete boğduğu insanlar inanıyor olabilir, ama malum lâkırdı vardır “mum yatsıya kadar yanar !”

Recep bey ekonominin çok iyi olduğunu söylüyor da, devleşen cari açıktan hiç mi hiç söz etmiyor, Türkiye’ye gelen sıcak paranın, anında kaçabileceğini de kimseye söylemiyor, yatırıma dönüşen sermayenin geliştiği söylenen ekonomimizdeki payından da söz eden yok.. Peki bu gerçekler ortaya çıktıkça nereye kaçacak Recep bey? Yada yüzü hiç mi kızarmayacak?

Recep bey konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan kopye çektiği, Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e tüm Türkiye’yi kucakladığını söylüyor, oysa biz biliyoruz ki, Kürtleri temsil eden partililer ile TBMM’inde konuşmayı kabul etmeyen Recep beyin ta kendisidir. Bu ne biçim bir kucaklaşmadır? Bu nasıl göz göre göre yalan söylemektir? Akıl sır ermiyor, bizi nasıl oluyor da Recep bey böyle ulu orta aptal yerine koyabiliyor?

TBMM’indeki milletvekilleri seçim yoluyla gelmediler mi oraya, halkı temsil etmiyorlar mı? Yoksa Recep beyin söylediği Kuzey, Güney, Doğu ve Batı’dan başka bir bilmediğimiz yön daha var da, Recep bey Kürtleri o yönde mi görüyor da kucaklayamıyor?



Önümüzdeki seçim döneminde CHP’nin ve MHP’nin üzerine düşen en önemli görevlerden birisi, örnekleri ile insanlara, AKP tarafından nasıl aptal yerine koyulduklarını göstermek ve artık oyuna gelmemelerini göstermek olmalıdır.

Çünkü eğer AKP çıraklık ve kalfalık dönemlerinde böyle ise ustalık döneminde “Allah korusun !”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder