28 Mart 2011 Pazartesi

DEMEK Kİ İŞLERİ ÇOK ZOR !..


Anlaşılan AKP’nin önümüzdeki seçimler için yaptırttığı ankentlerin gerçek sonuçları, hiç de kamu oyu ile paylaşmış oldukları gibi değil. Göstergeler AKP’nin zorda olduğuna işaret ediyor...

Ticari bir hesaplaşmanın sonucu olduğu sanılan saldırı sonucunda ağır yaralanan, çoğunluğun sevgilisi İbrahim Tatlıses’i yağun bakımda olduğu hastahanede ziyaret eden başbakan Recep bey, hastahaneden çıkışında, bu ziyaretini oya çevirmek için İbrahim tatlıses’in önümüzdeki seçimlerde partisinden aday olmak istediğini ve bu konudaki “müracaatını” aldığını söylüyor.

Geçen seçimlerde, eğer yanlış anımsamıyorsam Tatlıses Urfa’dan bağımsız aday olmak istemiş sonradan da vazgeçmişti. İbrahim Tatlıses hesabını bilen adamdır, yaş tahtaya kolay kolay basmaz.. Eeee Recep bey de hesap adamı değil mi?

AKP’nin sıkıştığı köşeden kurtulmak için seçmeye başladığı milletvekili aday adaylarına bakınca insanın yüzüne bir gülümseme takılıp kalıveriyor. Galatasaray’ın eski futbolcusu Hakan Şükür, bir başka futbolcu da Tanju Çolak...

Eh hayırlısı ile bu seçimlerden %50 oy alıp yeniden iktidar olunca Recep bey, TBMM’nin bir bölümü spor yayınları yapan TV ‘ye verir, bahçesine de bir halı saha yaptırdı mı bu iş tamam.. Tamam değiiiiil !.. Bir de gazino lâzım, rahmetli Fahrettin Aslan da yok ki orayı yönetsin.. Neyse Türkiye’nin değerleri bitmez, 75 milyona varan nüfusumuzda elbette ne Fahrettin Aslanlar vardır şans bekleyen, önünün açılması için fırsat kollayan...

CHP’ye gelince... Aday adaylarının pek çoğu tutuklu, onların derdi “hizmet” mi yoksa tutukluluktan kurtulup içerde yaşadıklarını kamuoyu ile paylaşabilmek mi?

Hukukun işlemediği, hukuk devletine karşı inanç ve güvenin iyiden iyiye azaldığı bir ortamda bu tür seçimlere evet denilirse hukuk daha da çok yara almayacak mı? Yoksa, elimizden geleni yapıp, hukuksuzluğu, yasa dışılığı alışkanlık haline getirmiş olanları doğru yola çekecek olan demokratik önlemlerin mi alınması gerekiyor?  Uzun süren tutukluluklar için, gazetecilerin amansızca toparlanıp tutuklanmalarını önlemek için ulusal ve uluslararası kamuoyunda yapılacak olan herşey yapıldı mı? Doğru ve uygun çalışmadığı düşünülen savcıların şikayet edilebileceği ve görevlerini bırakmalarını sağlayacak olan tüm mekanizmalar kullanıldı mı? Yoksa “alaturca”, biz bu işi kolaydan halledelim, iktidar olunca çözelim mantığı ile mi düşünülüyor?

Demokrasilerde çareler tükenmez deniliyorsa eğer, o zaman özellikle iktidara hazırlanan ve bunca yıldan sonra “iktidar olacağız” söylemi ile yola çıkan CHP’nin tutukluları milletvekilliğine taşıyan bir parti olmaktansa cemoktrasinin tüm olanaklarını kullanan bir parti olup, iktidarı öyle devir alması daha doğrudur, AKP’nin işinin zor olduğu artık ayan beyan ortada nasılsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder