Bu kısa filim,
7 Tango'nun Arjantin'de
Pelin Ercan'ın sayesinde
sahneye koyulma girişiminin öncü videosudur,
tanıtım için çekilmiştir.
7 Tango'nun Arjantin'de
Pelin Ercan'ın sayesinde
sahneye koyulma girişiminin öncü videosudur,
tanıtım için çekilmiştir.
PEKİ SONRA NE OLDU?
Bu gösteriyi Türkiye'ye getirebilmek için bu video ile destekçi aramaya koyulduk, her gittiğimiz yerden olumsuz cevap almış olsak da bir başka adrese, bir başka destekçiye gitmekten çekinmedik, çünkü önemli bir işti. 7 tane TANGO yazmıştım ve bunlar sahneye koyuluyordu, ilk gösterisinin Türkiye'de yapılması ne iyi olurdu, ama taa Arjantin'den gelecek olan sanatçıları 3 yıldızlı otellerde konuaklatıp kumanya ile besleyemezdim, o ndenle de bütçesi yüksek bir işti, ama iyi bir işti.
Bu gösteri sırasında ressam Melek Atakan'ın her tango için yapacağı resimleri de sergilemeyi tasarlamıştım. Melek tuvali fırçayı kaptı ve çalışmaya başladı. Ben arıyordum, o çalışıyordu.. Sonunda resimler bitti ama aynı zamanda benim arama enerjim de bitti, Pelin'nin de umudu kesilmişti ve bu gösteri yapılamadı..
Ama 20 Nisan 2012 günü Melek Atakan diğer tango resimleri ile benim şiirleri ve onların resimlerini de birleştirip Caddebostan Kültür merkezinde bir sergi açtı.. Segilene resimleri ve şiirleri de burada sunuyorum..
Yazık olmuş bir iştir, ama ne iyi ki Melek kendi bölümünü değerlendirebildi.
BU ŞİİRLER MÜREKKEP KAAT VE SEN KİTABIMDA YAYIMLANMIŞTI
TANGO 1.
Doğa sakinleşince
Dindiğinde rüzgâr
O da duruluyor...
Koynunda sakladığı
Kan üstünde kurumuş
Saldırmasını
Göğsünde saklar
Dalıp gider
Bulutlar arasından
seçtiği
Yıldızlara
Ölümü hakettiğini
Düşünür
Her keresinde
İçi sızlar...
Öperdi
Onu “şişlediği”
bıçağını
(gözünün önünde hep
saldırmanın oluğundan
fışkıran kan
ve şaşkın bakan iki
kocaman göz vardır)
Kaçışı
Cinayetten olmasaydı
eğer
Aşk yüzünden sürgün
değil miydi, nasılsa ?
“Ahhh orospu ah !.”
diye geçirdi
içinden..
toprağı döşek
bulutları yorgan
saymadan önce...
TANGO 2.
İncecik belinden
kavrayıp
(Çok insan terinin
karıştığı o yatağa)
süzüldüğümüzde
aşkın sıcaklığıyla,
Yine sen
aklımdasın...
Olsan da olmasan da
varsın.
Bacaklarımın her
gerilişinde
aşkın o
tartışmasız sıcaklığına,
bir şimşek gibi
çarpıyor gölgen...
Her sevişmemin
Terinde damlalar,
Ağzının içinde,
dudaklarımla ardığım
o papatya,
orospuların
sen değil misin?
Nasıl bitmez bu
yoksulluk böyle ?
TANGO 3.
Sigaranın vurduğu
ses tellerinden
Kalın ve kararlı
haykırdı :
“Buraya gelsene
orospu !”
Seviştiği onlarca
erkeğin yorgunu
Ölüme bir adım uzak
Taşınmıyordu bu
gövde...
İncecik bacakları
dermansız
Ama, çorabını
bağlayan jartiyeri siyah
kışkırtıcı..
Hangi evin
Sıcak odalarından
Umuda koşup geldiği
belirsiz
“yok” geleceği
ona sesleniyordu:
“Buraya gelsene
orospu !”
Yoksa bekleyeni mi
yoktu ?
Gönlünde kızıl
gelincikleri açmış
bekleyenleri...
Ardından,
“seni hiç unutmadım
yokluğuna alıştım, o
kadar...”
diyordu bir ses,
Ama duyduğu :
“Buraya gelsene
orospu !”
TANGO
Unut!
Sevgisizliğe aç
kocaman yüreğini...
Renkleri tutmayan
bedenlerin
sevdasından ne
bekliyorsun ?
Bir dans boyunca
karışan
ayaklarımızdan,
örtüşen bedenlerimize
yayılan
o incecik ısıyı da
unut !
Sen, denize sınır
kârhanelerde,
Ben de
limandan kalkacak ilk
gemideyim.
Bilinmeze
sürükleyebilen
ritimler bile
aralayamaz bu kapıları.
Unut
ve sevgisizliğe
aç yüreğini...
KORKUNUN TANGOSU
Ağzının kenarında gül
mü?
Yoksa papatya mı var?
Ona göre kavrayacağım
belinden.
Ya sonsuz Okyanuslara
Bakan dar bir sokakta
Tango yapacağız,
Bandonion ile
çalınacak müziği.
Ya da sessiz sedasız
Bir çayırlıkta
Sabahı bekleyeceğiz
Gözlerimiz okyanus
gibi gökyüzünde
Sonsuz,
Sarılıp birbirimize.
Nasılsa ayrılık var
İkisinin de sonunda.
Değilmi ki aşkı
çağrıştırıyor
Anlattıklarım
ALTINCI TANGO
Ağır adımlarla
yaklaştığı “oğlan”ın
Belinden kavrayıp,
Hoyratça çekti
kendine.
Dikip yaşlı gözlerini
Sakin bakışlarına
Sürdürdü dansını,
Dalga seslerinin
karıştığı ritimde.
Göğsüne dayadığı
eliyle
İtip öteye, yeniden
çekip
Sarılıyordu beline,
Sevişir gibiydiler,
Adam kararlı,
“oğlan” şaşkın dı
bakışlarında.
“Bak evlât” deyiverdi
yumuşak sesiyle,
“gözlerime bak ve oku
bir başka kıyıda bıraktığım sevdamı
ve bil ki
eğer evin
denizlerdeyse,
sevdalar da ayrılık
içindir...”
SON TANGO
Sarılıp da beline
Çekince kendisine
Katlanmış kâat gibi
Kırıldı belinden
Yorgun bacakları
Dolaştı birbirine
Müzik yetmiyordu
Dirilmesine.
Sarstı
Sarıldı
Daha da çekti
Kendisine...
Ensesinden kavrayıp
Düzeltti dansa
Boyalı ağzından
Öpecekti !
“yaşamak sürmeli
diye
geçti içinden...”
Kapalı kırmızı
dudaklarından
İnce sızan kan
dansa bulaştı
Buruşmuş kâat gibi
Kaldı kollarında
Tango’nun son
adımında.
MELEK ATAKAN'IN
YAPTIĞI RESİMLER DE AŞAĞIDA
7 TANGO'NUN EN ÇOK DERDİNİ ÇEKEN SEVGİLİ PELİN ERCAN'DIR
ONUN YAPTIĞI ÇALIŞMALARIN BAŞINDA VİDEO GELİYOR BİR DE AŞAĞIDAKİ ÇALIŞMALARI VAR...
İŞTE SİZE
YAZIK OLMUŞ BİR ÇABANIN
KISA ÖYKÜSÜ