PKK ya karşı yürütülen sınır ötesi harekâtta dörtyüz PKK lının öldürüldüğü açıklandı !
Can Yücel’in, Datça’daki mezarı, gazetelerde çıkan, şaraplı anma haberleri sonrasında “balyoz” ile paramparça edildi !
Açlık ve yoksullukla boğuşan Somali’de yıllardır süren bu duruma, Birleşmiş Milletler yardım kuruluşları yoğun biçimde yardım ulaştırırken, daha pek çok uluslararası yardım kuruluşu da, YILLARDIR yardım ulaştırmayı sürdürüyor. Türkiye’nin birdenbire aklına düşen Somali’ye, yanına artistleri de alıp giden başbakan Türkiye’nin yardım elini uzattı ! Ekipte yer alan ses sanatçısı Ajda Pekkan, Somalili çocuklara çiklet dağıttı ! Somali’de evlerine dönmek isteyenleri engellediği düşünülen haydutlar, polis gücü tarafından, yargılanmadan, bulundukları yerde idam ediliyorlar !
Suriye Devlet Başkanı B. Esat’ı ABD, dolayısıyla da Türkiye gözden çıkarttı !
Libya’lı muhalifler Trablus’a girdiler, Kaddafi’nin nerede olduğu belli değil !
İngiltere’de bir gencin polis tarafından öldürülmesi, ülkeyi yangın yerine çevirdi ve insan haklarına bu kadar bağlı olan AB ülkesi, Büyük Britanya’da isyancılara karşı sert tavır takınıldı !
ABD güçleri Afganistan’da ağır kayıplar verdiler !
BDP li, yemin etmemiş milletvekilleri, PKK saldırıları ile ilişkilendirilmekten rahatsız olduklarını açıkladılar !
Abdullah Öcalan ile devletin yapmakta olduğu ikili görüşmelerin içeriklerinin açıklanmasını tüm muhalefet partileri istiyorlar !
Gazetecilerin, seçilmiş ve yemin etmiş milletvekillerinin tutukluluk halleri devam ediyor !
80 ihtilalinin baş sorumlusu Kenan Evren hakkında halâ bir iddaname hazırlanmamış olması kamu vicdanını rahatsız ediyor ve buna benzer pek çok davranıştan ötürü, hukuka olan güven günden güne azalmayı sürdürüyor !
* * *
Bunca patırdı arasında oturup ne yazacağımı bilemedim doğrusu, o yüzden de cacık yemenin incelikleri üzerine yazayım dedim, çünkü geçenlerde İstanbul Nişantaşı’nda, 2000 li yıllardan beri var olan, ama son zamanlarda pek bir ünlenen KANTİN lokantasına gittim ve cacık istedim. Cacığımın üzerine dereotu isteyince, garson bana “olmaz” dedi ! Neden ? Diye sorunca “bizde cacık böyle” cevabını aldım, o zaman cacığıma sızma zeytin yağı istediğimi ve ayrıca bir porsiyon da dereotu istediğimi söyleyince, “zeytin yağını masaya getiriyoruz, idare ederiz, ama dereotu olmaz!” deyiverdi.
Cacık deyip geçmeyin, ayrandan farkının “hıyar” olmadığını anlatacak değilim. “Git şefine söyle, müşteri dereotu istiyor” de, dedim. “Söyleyemem” dedi !
Şimdi, önce siz söyleyin, bir cacığı istediğim gibi içemeyeceğim lokantaya ben bir daha gider miyim? Kimbilir başka yemeklerde başıma neler gelecek ! Böreğin yanına hoşaf isteyeceğim, “yooook” diyecekler, “hoşafı böreğin yanına vermeyiz”!
O nedenle işte, ben KANTİN lokantasında yemek yememeye karar verdim.
Hani garson yanıma gelip: “beyefendi, biz size halis Silivri yoğurdundan özel bir cacık ikram ediyoruz, hele bir tadın, eğer beğenmezseniz, o zaman istediklerinizi getireyim, oysa biz yoğurdun tadını değiştirmeden size sunmak istiyoruz” falan diye, bakkalın yoğurdunu kakalamaya çalışsa, müşteri olarak kandırılmaya razı olacağım ! Ama nerede o nezaket ve zekâ parıltısı ?
Efendim, cacık dediğimiz, öyle enti püften bir serinletici ya da uyduruk bir salata değildir. Pek çok yapılma biçimi olduğu gibi, farklı tatma biçimleri de vardır.
Saf süzme yoğurttan, hiç su katılmadan yapılan “Grek tarzı” cacığın olmazsa olmazı sızma zeytinyağıdır. Diğer yoğurtlar ile yapılanlara ise kuru nane serpilebilir, taze nane doğranabilir, hatta marulun göbeği incecik kıyılarak, cacık zenginleştirilebilinir. Klâsik cacığın olmazsa olmazlarından birisi de, elbette ince kıyılmış dereotudur. Şimdilerde kullanılan sanayii yoğurtları ile yapılan cacığa, zeytin yağıdan başka, birkaç damla sirke de yakışır !
Demem o ki, “ben yaptım oldu! Bu böyledir” mantığı ile, ne devlet yönetilir ne de cacık yenilir !